Tıbb-ı Nebevi,Peygamberimizin (s.a.v.) uyguladığı ve çevresinde bulunanlara öğrettiği bir dizi tavsiyelerden oluşur. “Peygamber Tıbbı” anlamını taşıyan iki kelimeden oluşur. Bu başlık altında geçen bilgiler, Asırlar önce Peygamber (s.a.v.) Efendimiz tarafından vaz edilmiş bu tavsiyelerin önemi yeni yeni anlaşılmaktadır.
Tıbb-ı Nebevi’deki öğütlerin, bilimsel gerçeklerle uyum içinde olması, bu bilgilerin vahiy kaynaklı olmasından kaynaklanır. Kur’an-ı Kerim’de “Peygamber, size ne getirdiyse onu alıp kabul ediniz. Sizlere neyi yasak ettiyse ondan vazgeçiniz” (Haşr Suresi, 7),der..
her biri Batılı ilim adamları tarafından araştırma konusu yapılan tıp, astronomi, jeoloji, botanik gibi çeşitli bilim dallarına temel teşkil edecek bilgiler Kur’ân-ı Kerim’de vermektedir.
“kalblerin tabibi” …
Kur’ân-ı Kerim’de özellikle insan sağlığını ilgilendiren tıbbî konular önemli bir yer tutmaktadır.
Hz. Peygamber (s.a.v.) tabîb-i kulûb, yani inançsızlıktan ruhları ve dünyaları kararmış insanlara hayat bahşeden, gönül aydınlığı ve ebedî kurtuluş getiren “kalblerin tabibi” olduğu gibi; bedenî hastalıkların şifaya kavuşmasına vesile olacak sözleriyle tıp ilmine de yol Göstermektedir.
Tıbb-ı Nebevî’nin Kapsamı
Tıbba dair hadisleri ile Hz. Peygamber (s.a.v.)’in tıbbî açıdan SÖZLERİ ele alınırsa, bir bölümünün genel tıp konularına, fakat pek çoğunun koruyucu hekimliğe, bir kısmının da tedavi edici hekimliğe ait ilaç tariflerinden ibaret olduğu görülür.
Bu tıbbî tavsiye, öğüt ve reçeteler de olarak özetlenebilir. Bu hadisler bugünkü tıbbi telakkilerimize uygunluk göstermesinden başka, Arap yarımadasındaki tıbbi uygulamaları düzeltmek ve tababete ilmi bir hüviyet kazandırmak gibi önemli bir rol oynamış ve Orta Çağ’a hakim olan bir İslâm tababetinin doğmasına sebep olmuştur.
Batıl ve ilmî değeri olmayan uygulamaları Hz. Peygamber (s.a.v.)kaldırmış, tababete yeni bir anlayış getirmiştir. Şöyle ki, tabib olmayanların hasta tedavi ettikleri takdirde verdikleri zararın ödetilmesi, tabiblerin alacağı ücretin meşru olduğu, bulaşıcı hastalıklara karşı korunma, salgının bulunduğu yere girmemek ve bu yerde bulunuyorsa dışarı çıkmamak(karantina), vücut temizliği, yiyeceklerin ve çevre temizliğine önem vermek, yiyecek ve içeceklerde itidali muhafaza etmek, hastalanınca tedavi olmak ve tedaviye inançla bağlanmak, hastalıklarda çeşitli tedavi usulleri tarif ederek bir ilaç telakkisi oluşturmak, haram nesnelerle tedavi yapılmaması gibi tavsiyeler yanında, hastalık anında hazık (mütehassıs) hekime müracaat etmek, cahil tabiblerden uzak durmak gibi çok önemli konulara temas buyurmuşlardır. Bu konuda pek çok örnekler verilebilir.
Tıbb-ı Nebevî’de Enfeksiyonlardan Korunma
Ebû Musa el-Eşari’den (r.a) rivayet edilen bir hadîste, Efendimiz’in (s.a.v.): “Ümmetimin yok olması kılıç ve taun iledir.” buyurması üzerine, ashab sorar: “Ya Resulullah kılıcı biliyoruz; fakat taun nedir?” Efendimiz: “Gözden gizlilikte cin gibi olan düşmanlarımızın gizlice dürtmesidir. Bunların hepsinde de şehitlik sevabı vardır.” buyurur. (Ebû Dâvud, Müsned).. Mikroskopla görülen ve ölümcül hastalıklara yol açabilen mikroplara dâir bazı işaretleri, Efendimiz’in (s.a.v.)beyanlarında görmekteyiz.